Yazılarım E-postana gelsin.

Yaz E-Postanı!

1 Eylül 2016 Perşembe

Söylenenlere Dikkat!

Özlem Ekici

Bazı kelimeler, 
cümleler çok söylendiğinde kendi ile birlikte, 
dile getirenin de değerini düşürüyor.










19 Ağustos 2016 Cuma

Susmak...

Özlem Ekici
    Son günlerde tükenmişlik sendromuna yakalandım sanırım. Hiçbir şeyden eskisi gibi tat almıyorum -yazmaktan bile. Bazen konuşmayı bile gereksiz buluyorum ki bu yüzden bana yöneltilen birçok soruyu cevapsız bırakıyorum, bazen de bir cevap dahi beklemeden benden ilgiyi kesiyorlar. Evdekiler bile benden ümidi kesmiş durumda, cevap gelmiyor diye soru bile sormuyorlar. Susuyorum, sadece izliyorum. Oğuz Atay'ın da dediği gibi: "Konuşmamak ne iyi, bir bilsen. İnsan elbette konuşmak istiyor; dert yanmak, haklı çıkmak istiyor. Fakat kelimeler insana ihanet ediyor, insan kendine ihanet ediyor.Kendinden nefret ediyor." 

   Zamanın içinde varlığını sürdürmeye çalışan bizleri izliyorum.

Acıyı susmalı, çıkar yok başka
Sözler dağıtmasın bu durgunluğu.
O çiçek beklerken solmasa keşke
Sessiz yakarıştır gözdeki buğu.

     Bazen kendi kendime konuşurken buluyorum kendimi, beni, benliğimi. İyi mi yapıyorum kötü mü bilmem ama farketsem bile devam ediyorum konuşmaya. Aslında Bob Marley çok haklıymış "Kendi kendime konuştuğum kadar, kimseyle konuşmuyorum. Sebep delilik değil, sadece bilirim ki insanı sadece en iyi kendi dinler."  En iyi dinleyicim kendim. Beni benden başka en iyi kim anlayabilirdi ki zaten? 


    Kelimeler de her şeyi anlatmaya yetmiyor ki, gözler anlatırken tüm ayrıntılarıyla kelimelere gerek de kalmıyor. Misal vermek gerekirse aşık olduğunuz birinin karşısında bülbül kesilebilir misiniz? Dilini yutmuş lal gibi kalmaz mısınız?  "Kelimeler, albayım, bazı anlamlara gelmiyor." demişti satırlarında Oğuz Atay. Susmak bazen en iyisidir, kelimelerin acizliğinde.






15 Ağustos 2016 Pazartesi

Boşlukta Sırrın Yankısı

Özlem Ekici

Her canlının gözlerinden meşrebi okunur mu acaba?
Her göz sahip olduğu bedenin ruhunu akıtır mı muhataplarına?
Bahar geçer, yaz geçer, 
Elhan-ı şita başlar.
Kışın nağmeleri duyulur kalplerde.
Ve kalpler yuvalarında büyüyen
yakıcı sözcüklerin içerisinde rüzgarla hemhal olur.

Ne akıcı, hızlı ve kabadayı zaman!
Nasıl da habersiz hikayelerin sayfalarına doğru akıyor.
Bir adım sonrası ve bir adım önce
arasında hiçbir şeyi kestiremiyor varlığımız.
Bütün bunlar benim yok olmamla yok olmuyor.
Benim varlığım, zamanın getireceklerinin önüne geçemiyor.
Boşlukta kalıyor sesim.
Üstelik sesim rüyalarımda çıkmıyor.
Rüyalarımın suretleri ömrümde yerine uğramıyor.

Acı olan da bu, güzel olan da bu,
Ürkütücü olan da bu, avundurucu olan da.
Hepsi zamanın sır dolu oluşundan.
Rüyaların sırları örtüşünden...
Kalp uçlarımızda zamanın izleri...
Gözlerimde anıların deli yangınları...
Boşlukta sırrın yankısı...






10 Ağustos 2016 Çarşamba

Bir Denizim Vardı Benim..

Özlem Ekici

Ayı deniz üzerinde daha önce hiç görmedim.
Bir denizim vardı benim.
Oysa Ay da Güneş de, karanlıkta 
aynı rüyanın içinde ulaşılmazımdı. 

Var olan denizimin üzerine Ay ışığı süzülünce 
İçimde başka bir dünya kurulacaktı bilirdim.
Bir rüyanın içerisinde denizin üzerinden 
gülümserken Ay bana,
Deryadaki damlalar adedince çoğalan Ay'ın;
gökte bir olduğunu öğrendim.

Gökteki Ay, rüyalarımın içinde kuşatırken varlığımı;
kıvama aşkla geldim...
İçimdeki sırrın esrarında bir yüzü Ay,
Bir diğer yüzü Güneş olan hikayem için
Kalbim ortadan ikiye ayrıldı.

Şimdi ben o hikayenin eşiğinde;
onu beklemekteydim.
Oysa Ay ışığı, 
önce denize uğrayacaktı..









31 Temmuz 2016 Pazar

Vakti Gelmeyen Huzur...

Özlem Ekici
   Sabahın durgunluğundayım yine, durgunluğu her nefes alışımda içime çekip hissetmek için çabalıyorum. 
   Huzur dedikleri bu olmalı diyorum bazen. Sonra bir nefes durgunluk dolduruyorum içime. 

Bir huzur arar her insan 
Yaşadığını hissetmek istercesine.
Karmaşadan uzak bir dünya kurar
Karışık benliğinin tam içinde.

   Her karmaşanın içinde bir huzur arayan insanoğlunun hayattaki yolculuğu ne de gariptir. Aradığı huzuru bulmak isterken oluşturduğu karışıklığı, karmaşasına eklediğini bilmez. Hayatında huzuru aramayı bırakmış insanlara bir bakın, karmaşıklık en fazla kimin hayatındadır? Onlar çoktan pes etmiş insanlardır. Artık huzuru aramazlar, daha fazla karmaşa olmasın diye çabalarlar. Bir şeylerin iyi gitmesini beklemezler, daha kötü olmasın diye uğraşırlar.




   Bazen huzuru aramaman gerekir, onun sana gelmesini beklemeli insan. Vaktin huzuru göstermediği anlarda ona ulaşmaya çabalamak, karmaşa yaratmaktan başka neye yarar ki?
    İşte bu yüzden her şey zaman, her şey zamanda, zamanla, zamanında.




Özlem Ekici, Personal Blogger Templates | Blog aa

Levla'nın Not Defteri - Kişisel Blog | Bütün Hakları Saklıdır | Copyright © | 2016 - 2023